2.02.2014

Neşeli günler, gülen gözler.


Bu iki filmi hayatında en az 3 defa izlememiş bir Türk vatandaşı yoktur diye düşünüyorum.
Sevgi, saygı, aile ve bağlılık kavramlarına odaklı filmler aslında Münir Özkul'un "baba" figürü Adile Naşit'in "anne" figürü ile, ailenin daha küçük bireylerinin herşeye rağmen birbirine deli gibi bağlı, birbirini koruyan kollayan kardeşler olmasından ibaret.  Yabancıların "feel good movie" dedikleri cinsten bu 2 filmi izlerken buruk bir sevinç hisseder, bittiğinde ise gerçekten gülen gözlerle bakarsınız hayata.  En azından ben öyleyim. Öyleydim..  Küçükken.

Büyüdükçe değişti düşüncelerim ve aslında iyi hissetmek için televizyon, sinema, tiyatroya ihtiyacım olmadığını gördüm. Neden mi? Çünkü benim hayatımda sürekli dönen bir "feel good movie" var: Dostlarımla görüştüğüm anlar.

Çok şükür ki hayatımda hep olan bundan sonra da hep olacaklarını bildiğim dostlarımın çoğu üniversiteden, azı liseden, birazı iş yerinden, çok azı da küçükken yaşadığım mahalleden :)


Geçtiğimiz Pazar günü, bizim üniversiteden kızları kahvaltıya çağırdım. Zaten her hafta mutlaka görüşürüz ve her görüşmemizde 4 ile 8 arasında değişir sayımız. Bizim bu denli sık görüşmek için nasıl zaman bulduğumuza ve bağlılığımıza şaşıran çok fazla insan var aslında çevremizde. İtiraf edeyim, bazen biz de şaşırıyoruz :) Ahh bir de bir araya gelince konuştuklarımızı bilseler... :) Bizim kızların hepsi o kadar değişik, özgün ve eğlenceli kişiliğe sahipler ki, Gülse Birsel hiçbir karakteri değiştirmeden bir sit-com dizi çekse en az 8 sezon reyting rekorları kırarız. Ama benim için daha önemlisi, hepsinin ortak bir özelliği var, hayatımın sonuna dek yeter de artar dediğim.. Üzgün ve sıkıntılı olduğum anlarda derdimi unutturan, mutlu olduğum anlarda da mutluluğumu paylaşan dostlarım onlar. Bu meziyet herkese nasip olmaz ama her birinde bir şekilde olmuş işte..İyi ki varlar, iyi ki de birbirimizi bulmuşuz...



Bu güzel Pazar sabahı için ben de özene bezene bir kahvaltı sofrası hazırladım, ama en heveslendiğim, en özendiğim kısım kahvaltı sonrası kahve-kek aşamasıydı. Lime da denilen yeşil limon ile yaptığım yoğurtlu kekin üzerine yazın bol bol alıp buzluğa atmış olduğum böğürtlenlerle sos yaptım. Lime'ın hafif ekşimsi tadını böğürtlen sosuna da ekleyip tüm lezzetlerin tek bir lokmada birleşmesini sağladım ve ortaya tarifsiz bir şey çıktı. Bu kekin ismi artık "feel good cake" ten başka bir şey olamaz.:)




Smitten Kitchen'dan uyarladım. Tarifte lime yerine sarı limon da kullanabilirsiniz.


Yoğurtlu Limonlu Kek (Böğürtlen Soslu) 


(8 kişilik)

Malzemeler:

1 su bardağı yoğurt
1/3 su bardağı zeytinyağı
1/4 su bardağı lime suyu
1 lime kabuğu rendesi
1 su bardağı toz şeker
2 yumurta
1 2/3 su bardağı un
2 çay kaşığı kabartma tozu
1/8 çay kaşığı tuz

Sos İçin:

1 su bardağı kadar böğürtlen (dondurulmuştan başka şansımız yok şu an)
1/4 su bardağı su
3 yemek kaşığı toz şeker
2 yemek kaşığı lime suyu



Yapılışı:

Fırını 175 dereceye ayarlayın.

Yuvarlak bir kek kalıbının tabanını ve kenarlarını sıvı yağla hafifçe yağlayın. Kalıp kelepçeli olursa daha iyi olur, ayırması kolay olur.  Bir karıştırma kabında, yoğurt, zeytinyağı, şeker, lime suyu ve lime kabugu rendesini karıştırın. yumurtaları da teker teker ekleyerek her eklemeden sonra karışıma yedirecek şekilde çırpın. Un, kabartma tozu ve tuzu başka bir kaba eleyip homojen karışmasını sağlayıp daha sonra sıvı karışımın içine dökün. Sıvı ile kuru karışımların tahta kaşıkla birbirine karışmasını sağlayın. Karışımı kek kalıbına döküp fırına verin ve 40 dk kadar pişirin.


Üzeri kızarınca ve kürdan batırma testini yaptığınızda kürdan temiz çıkarsa pişmiş demektir. 10 dk kadar oda sıcaklığına geldikten sonra üzerine pudra şekeri veya sos ile servis edebilirsiniz.

Sos için:

Böğürtlen, su, şeker ve lime suyunu robotta homojen hale gelinceye kadar karıştırın. Sosu kapalı bir kapta buzdolabında saklayın. Yiyeceğiniz zaman sosu buzdolabından çıkarıp kekin üzerine dökerek servis yapın.


Önemli Not! Kek oda sıcaklığında, hava almayan bir kapta, sos ise soğuk olarak muhafaza edilmeli. 3 gün kadar dayanıyorlar. Sosu fazla yaptıysanız bir kısmını buzlukta dondurarak daha uzun süre de muhafaza edebilirsiniz. 





1 yorum :

  1. süper görünüyor. insanın canın çekmemesi mümkün değil.

    YanıtlaSil